İlk ve orta dereceli okullar kapandı, eş zamanlı olarak 9 gün sürecek Kurban Bayramı tatili
de başlamış oldu.
Okuların kapanması ve bayram tatilinin çakışması sonucu yurt genelinde
otogarların girişlerinde büyük yoğunluk yaşanıyor.
Otobüs firmalarımız, artan talepleri karşılamak üzere bu yoğunlukta da ek seferler
düzenlemeye başladı. Örneğin geçtiğimiz cuma günü itibariyle Büyük İstanbul Otogarı’ndan
çıkış yapan otobüs sayısı da 2 binlerin üzerine çıktı.Bu yoğunluk devam edecek, sadece
bayram olarak değil bunu yaz tatili olarak da değerlendirmek lazım. Bu arada üniversitelerimiz de bir bir kapanmaya başladı ki, bu da hareketliliği olumlu yönde tetikleyecektir. Tabii bu arada yazılı ve görsel medyada, ilave seferler, fiyatlar çok gündeme geliyor. Her zamanki gibi realiteden uzak, suçlayıcı yayınlar yapılıyor.
Şu aktaracaklarım vatandaşlarımız tarafından çok iyi bilinsin ki domates niye pahalıysa, bilet de onun için pahalı! Akaryakıt maliyetleri, ulaşım maliyetleri, personel maliyetleri hepsini üst üste koyduğunuzda uçaklar niye pahalıysa, otobüs de onun için pahalı. Bir otobüs ortalama 30-35 kişi alıyor; toplam giderlerdeki akaryakıtın payı yüzde 50’nin üzerine çıktı. Personeli var, firma komisyonu var, sigortası var, daha daha birçok konu var… Onun için vatandaşlarımızın şu ‘Otobüs biletleri çok pahalılandı’ algısını kırması lazım.
Neye göre? Kime göre? Hangi maliyetlere göre?
Bunların araştırılması lazım, vatandaşlarımız çok iyi bilsinler ki biz hiçbir zaman isteyerek
zam yapmıyoruz. Keşke daha ucuza taşısak da rekabette elimiz güçlense! Fiyatları
yükselttiğimiz her zammın bizim aleyhimize gelişeceğini biliyoruz. Havayolu ile yarışıyoruz,
demiryolu ile yarışıyoruz; yolcuda büyük bir daralma yaşandı. Yıl boyunca yazın 2-3 ay iş
olacak, -olur mu olmaz mı onu da göreceğiz- ama hiçbir zaman eski günleri
yakalayamayacağız öyle görünüyor. Sefer sayılarında bu bayram günleri ölçü değil, emsal
değil, yaz boyu seyredeceğiz göreceğiz.
Ama şunu bilsinler akaryakıt ana belirleyici, tekrar söylüyorum yani domates niye pahalıysa
bilet de onun için pahalı, uçak niye pahalıysa otobüste onun için pahalı.
Talebi karşılamak ve vatandaşı mağdur etmemek adına otobüs firmalarımız ilave seferler
düzenliyor. Bu ne demektir biliyor musunuz; ilave sefer demek, gidişi var dönüşü boş, yani
gidiş-dönüşü karşılamıyor ki masraflar.
Hem ulaşım talebini karşılayacaksın hem de zarar edeceksin böyle bir imkân yok. Onun için
fiyatlara bu yoğun günlerde ek seferlerde zam yapılması doğal bayramdan sonra fiyatlar
normale döner yüzde 30’a yakın indirimle devam eder, firmalar arasında rekabet olur, onun
için bu algının değişmesini istiyoruz. Bizim hiçbir otobüs firmamız isteyerek yolcuya zulüm
yapmaz, zam yapmaz.
Biz yüzde 20 kazanmıyoruz ki emeklilerimize indirim yapalım!
TABİİ bu arada Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı yüzde 20 emekli düzenlemesini anlamak
mümkün değil. Yani bakanlığın şunu çok iyi biliyor olması lazım; bizim kâr marjımız yüzde
20 değil ki!
Neden bu dayatma!
Bakınız emekliye yüzde 20 indirim zorunluluğunun yasal düzenlemeyle yapılması, piyasa
ekonomisine de aykırıdır; böyle bir şey olamaz, o zaman uçaklara da yapsınlar niye
yapmıyorlar! Uçaklarda emeklilere indirim var mı yok mu, demiryollarında emeklilere
indirim var mı yok mu! Ben buradan talep ediyorum; ‘Ben de emekliyim havayollarında da
demiryollarında da emeklilere yüzde 20 indirim düzenlemesi yapılsın hemen!
Onun için bizim en büyük sorunumuz bugüne kadar artan maliyetler, bundan sonra daha da
artacak maliyetler, akaryakıtın nerede duracağını bilmiyoruz, keza aynı şekilde personel
ücretlerinin nerede duracağı da belirsiz.
Öyle görünüyor ki temmuz ayında mutlaka düzenlemeler yapılacak, maaşlar artırılacak.
Bunlar da ek maliyet olarak bizim karşımıza çıkıyor. Onun için taşıma ücretlerindeki
artışlarının nedeninin maliyetler olduğunun herkes tarafından bilinmesi lazım; bunu en iyi
bilen de Ulaştırma Bakanlığı’dır. Yüzde 30’un da altına kimse inemeyecek, inilmemesi de
lazım; haksız rekabet olmaması lazım, yıkıcı rekabetin olmaması lazım.
Sektör şurada 2-3 ay para kazanacak, onun da önüne engel koymamamız lazım! Bizim de
artık bu saatten sonra aklımızı başımıza toplamamız lazım. Verimlilik adına kaynakların israf
edilmemesi adına mümkün olduğu kadar boş sefer yapmamak lazım!
Ben bu arada bayramda yola çıkan yolcularımızın emniyet kemeri takmasını, sürücülerimizin yorgun ve uykusuz yola çıkmamasını, direksiyonda telefon kullanılmamasını özellikle rica ediyorum. Bayram da yoğun zamanlarda yolları kan gölüne çevirmeyelim, hayırlı bir bayram geçirelim! Bu vesile ile başta karayolu yolcu taşımacılarımız olmak üzere herkese iyi bayramlar diliyorum.
Mustafa YILDIRIM